Ses Ses, 1, 2, Evet Evet Hatırlıyorum...
Her çubuklu makarna pişirişimde
aklıma gelir sözlerin. ‘’ Sen bir İtalyan olmalısın! Gerçekten! Gülme çok
güzel.’’ derdin hep. Nasıl lezzetli gelirdi pesto soslu makarna. Boynundan akıp
giden uzun çubuk makarnalar nasıl da tatmıştır boynunun tadını. Onlar nasıl da
tatmıştır dudaklarını, dilini... Kıskanmamak elde miydi?
Hızlı
hızlı yer sonra bir tabak daha isterdin ve ben bir tabak makarna daha koyardım
önüne. Sen yine aynı iştahla yerdin. Ben çubuklu makarnanın ve senin güzelliğini
izlemekten soğuturdum yemeğimi.
Aylar sonra biri oldu tekrar: Claudia, 24 yaşında olgun, aşk ve sevgi dolu olacak kadar saf, benim gibi birini bulacak kadar da şanssızdı, en az onun kadar bende şansızdım çünkü eski sevgilim sanmıştım, sanabilecek kadar safım... Nitekim beklenen oldu: Terk ettim.
Ve sonra karanlıkta alkol ile boğmaya çalıştığım mutsuzluğum yüzmeyi öğrendi. Ve sonra denizimde yüzmeyi öğrenemeyen tüm kadınlar boğularak ölmeye başladı. Alkol denizim, tüm denizlerden daha yoğun, tüm denizlerden sıcak... ve tamamen mutlu hatıralar ile dolu...
Liesbet, Vasilisa, Marina, Weronika, Eleonora... Evet Evet Hatırlıyorum...
Liesbet: Bana tamamen bulaşamayacak kadar hisleri kuvvetliydi. Ama en arzulu sevişen oydu!
Vasilisa: 19 yaşında bir bakireydi. Şanssızlık işte.
Marina: Merdivende apartman koridorlarında günün her saatinde seviştigim bir kadındı. Dünya yokmuş gibi sevişir. Devlet yokmuş gibi işerdi sabahın 5'inde, bar çıkışında, yolun kenarına... Dünya daha özgürdü onunla iken.
Weronika: Öptüğüm en güzel dudaklara sahipti. Her gördüğümde öpmek isteyeceğim ve erken boşalmaktan korkacağım bir kadındı.
Eleonora: İsmini her tekrarladığımda gülebilecek kadar neşeli biriydi. Ve süprizlerle doluydu. Bir İtalyan'dı. İtalyancayı ne kadar çok sevdiğimi tekrar hatırlatmıştı.
Ses Ses, 1, 2, Evet Evet Hatırladım...
Şimdi daha iyi hissediyorum ne kadar mutsuz olduğumu, ne kadar çok kadınımı özlediğimi, ne kadar çok onu her yerde aradığımı. Tüm güzellikleri yazarken niyetim tüm çirkinliklerimi saklamak değil aksine göstermekti. Üzgünüm sevgilim seni bir çok defa aldattım! Bileklerinden gözlerinin altına serpilmiş çillere uzanana kadar kokunu Tanrı'ya borçluyum.
Artık nefes almak değilde soluklanmak istiyorum. Kaybolmuş bir kadını 3,5 milyar kadının arasında bulamam belki ama onu tüm kadınlarda görebiliyorum. Tamam tamam artık ne yazacağım senin hakkında ne de düşüneceğim. Sıkıştırılmış zamanların içerinde sadece durup insanları izleyeceğim. Ve piyano sesleri yükselecek kulaklarımda.