24 Ağustos 2012 Cuma

İKİLEM

çocuk parkındayım
ne masum ama
her birinin ağzından güvercinler uçuşacakmış gibi
şeftali kokulu kalpleri
ve içten tavırlar
hayta bir çocuktum bende bir zamanlar
resmederdim mutlu anlarımı
resim defterime
kime sundum renkleri
mavi, sarı, yeşil, beyaz ve kırmızı!
fırçamın ahengi bir müzik gibi
savrulurdu porteler üzerinde
neyi sevdiysen ve yaptıysan
neyi düşlediysen ve de tattıysan
bilirsin sende
keder mi mutluluk mu?
mutluyum yada değilim
bir önemi yok.
kaybediyorsam her seferinde
ve bitmiyorsa hedeflerim
hedefleri hedeflerim olmaya başladığı zaman
huzur çok uzak bana.
yaşamak!
bir deniz kenarında
bilinmeyenlere ülkesinde yüzerken
hissetmek suyu,
nefes almayı
gözlerim mavide
ve bin bir renkli canlıda 
yaşıyorum ben
ve mutluyum

20 Ağustos 2012 Pazartesi

TÜM SABAHLAR



sabah saat 6
gökdelenlere vurur güneş ilk ışınlarını
ve vanilya dondurma aromalı tenin
ve gözlerin gibi
kahverengi saçların
büyülü bir hipnoz gibi

sabah saat 7 olurken
uykucu halin ve tüm sessiz pazar sabahları
soğuk sandviçini hazırladım yine
uyandın
ama gözlerin bir bebek gibi
yavaşça acılıyordu güneşe karşı
yatağımızda ekmek kırıntılarını döke döke
yedik koca bir sandviçi

kimin mutluluğu kimin kalbinde
bilmem sevgilim
saçların bir iki ton daha açıldı bak
gözlerin gülüyor
öpücüklerini hissediyorum
tanrım ne muhteşem bir sabah
ve tüm sabahlar
seninle güzel.

5 Ağustos 2012 Pazar

AN BE AN

Uzandım yemyeşil çimlere
Kordon' da,
İzledim bulutları masmavi gökyüzünün
Mavi ve beyaz.
Fransız miyim ne
Öyle ise nerede kan!
Hepsi koca bir hiç, ben
Uzandım yemyeşil çimlere
Ve yaşamak dedim.
Mavi gökyüzüne bakarak
Nazım’ ı anarak.
Daldım bir sokağa
Oturdum dar sokaktaki taburelerden birine
Bir bar masasında 4 kişiyim simdi
Elimde biram kişiliğime içiyorum
Rock müziğinin ahenginde gizli sohbetimiz
O an, gülücükler deki estetik çizgiler
Aldırttı kalemi elime
Ve yine o ses
Bira  şişelerinin o mutluluk sesi