14 Ekim 2013 Pazartesi

Uykuda değilseniz nasıl bir kabustan uyanabilirsiniz ? Acı çekiyorsun ama ölmüyorsun, ikisi arasında hiç bir fark yok gibi.

Kırın-tı

Ölümle aramda hiç bir fark yok gibi
Yatağımda sırt üstü uzanmış
Işıkları kapatmış gece yine
Yatağım çoktan soğumaya başlamış
Ölümle aramda öyle uçurumlar yok
22 yaşındayım
Ne kadar da uzak görünüyor ölüm
Bazıları erken ölüyor demek
Dilim kurumuş
Ayaklarım soğumuş
Soğuk toprak kadar soğuk hava
Sessizlik
Sensizlik
Ve iliklerime dolan boşluk
Saç köklerim acıyor
Ölümle aramda hiç bir fark yok gibi
Kimse yok kadar kalabalık sokaklar
Kiminle konuştuğumu umursamayacak kadar yalnız sohbetlerim
kulağım da bir ses '' Bu Ben Miyim? ''

13 Ekim 2013 Pazar

Konstantinos Kavafis

Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin
bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.

12 Ekim 2013 Cumartesi

En çok gelecekte ki evimi özlüyorum. Karımı, kızımı, oğlumu... Evimi özlüyorum, nefes alabilmeyi özlüyorum.

11 Ekim 2013 Cuma

kimsenin göremediğini göremedikten sonra görmenin anlamı ne olabilir ki ?

6 Ekim 2013 Pazar

bir sürü şey anlatan, hiç bir şey söylemeyen kadınlara acıyorum.

5 Ekim 2013 Cumartesi

Uyuyamıyorum çoğu gecelerde ne zamanı kavrayabiliyorum ne ya yaşadığımı Bir filme bakıyorum, sadece bakıyorum. Bir sigara yakıyorum sonra bir müzik sonra bir sigara daha. Bir bira açıyorum ya da bir şarap pek fark etmiyor. Eski bir dosta yazıyorum facebooktan. Bir kaç cümleden öteye geçmiyor konuştuklarımız. Sonra tekrar bir sigara daha yakıyorum. Kitap okumak dahi gelmiyor içimden. Uyku öylesine uzak ki gecelerimde eşlik edecek bir kadın dahi yok. Bir kadınım var aslında ama yine de yalnız kalmayı tercih ediyorum. Yağmur damlalarını duyuyorum pencereme vuran ve çıkardığım sigara dumanlarından başka gerçek hiç bir ses yok. Bir sivrisinek sesi duysam. Cinayetini işlemek işlemek için can atıyorum ufakcık evimin içinde onun peşine düşüyorum. Taki onu kenarı sıkıştırıp duvarda kanını akıtana kadar. İştahla kovalıyorum. Sonra yine aynı sessizlik saldırıyor ruhuma. Ve bir sigara daha yakıyorum. Çoğu geceleri düşünerek öldürüyorum. İnsanları küçümseyerek, kendimi yüceltiyorum. İntikam almak isteyen bir çocuk gibi sonunda ağlamanın eşiğine gözlerimi gözlerimi bırakıyorum. O an öldürdüğüm sivrisineğin duvardaki kanına sarılmak istiyorum. Keşke tüm kanımı emebilseydi diye üzülerek bir siğara daha yakıyorum.

2 Ekim 2013 Çarşamba

    İnsan, ölümden yarar sağlayacak büyük oyunu öğrenmeden ölüme göz yumarsa, ölmek bir kapris olmaktan öteye geçemez. O kadar da kolay değildir intihar etmek bir anda her şeyi hatırlayıp, bir anda hepsine son vermek, gerçekten kıyabilir misiniz tüm sevdiklerinize?